Yıldırımdan korkarım ben. İki çift göz çarpıştı mı, yükünü ağaç altında duran kalbime boşaltır. İnce elenip sık dokunulan bir sıkılganlık. Küçüklükten kalma sanıyorum. Zoraki götürülmüşmisafirliklerde, şişko ve süslü kadınların “şuçocuklar olmasa“ imalı bakışlarından vurgun yedim sanırım.
En çok kahraman olmaktan korkarım ama. Yirmi-otuz sene istirahat etseniz dahi kodeste, çıkar çıkmaz yine omuzlara alırlar sizi, yakayı kurtaramazsınız. Aman tanrım! Ölümü dahi layık görmezler size, bırakın da ölelim dersiniz, ölemezsiniz.
Çiçeklerden küstüm çiçeğini severim. Aman, küssün zaten. Yiyeceklerden yumurta, ne güzel durur kabuğunda. “Ye beni çığırtkanlığı da yapmaz.
Estetik dikişlidir yaralarım. Sır küpü, sır koni, sır prizması olmak gibi, hep sır.
Delice sevip, içinizde öldürebilirsiniz. Kimsecikler de bilmez, kanıtı da olmaz. Astral mastral şöylece dursun, temelli seyahattedir ruhunuz. Ser verip sır vermeyen suretler, zırnık koklatmayan mimikler, ışık sızdırmayan duvar yüzünüz.
Hayalcağızınız nesneler giydirir ruhlara. Şurada duran silindir kisveli mesela. Bir laf söylemeye görün. Diğeri, gısgıcır ruhunuza bakmaz, sivri uçlu anahtar gibi çizer geçer. Cızırtısı göğü tutsa, o yine anlaşılmadı sanır. Herkes kendin övme çabasında iken mahir olan kendini övdürür. Bilir ki, şahsını övmek geçici şişliktir, övdürmeyi bilmekse egoca doyum.
Çok paranız olunca yapacağınız ilk iş, pahalı bir avukat tutmaktır. Savunamadığınız hakkınızdan ve her zaman suçlu oluşunuzun hakkından gelecektir.
Karşı cinsi sevmek nedir? Somurtkanca somutlaştırılır asosyalce. Alnını karışlamaktır, etekteki taştır. Kıskançlık nehrinde akan kanalizasyonun karşı kalbe aktarımı için vasıtadır. Gözyaşı çeşmesinin açık unutulmasıdır. Adamlar ikiye ayrılır; aşk adamı, iş adamı. Aşk adamı, işi gücü olmayan adamdır. İş adamı, işinde gücünde adamdır.
Gülümsemem ben, bana ne, kaktüsümserim. Oh! Seslisohbet / Seslichat / Sesli / Chat / Medikal / Ortopedi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder