MUHTEŞEM YÜZYIL KOSTÜMLERİ



Muhteşem Yüzyıl dizisindeki kostümler herkes tarafından konuşulmakta ve bu kostümler avrupa standartlarında olup o günün koşullarını oldukça iyi yansıtmaktadır.İşte sizler için seçtiğimiz kostümlerden birkaç örenek.






MUHTEŞEM YÜZYIL-MATRAK OYUNU



Eski Osmanlı dernekleri çağlarında "matrakçı" denilen gürbüz oyuncularca yapılıp "matrak bazlık" denilen ve elerdeki matrak denilen tokmaklarla mücadelesi yürütülen bir spor çeşidi vardır. Cirit, güreş gibi idman oyunlarının çoğunda olduğu gibi bunda da davul - zurna bir kenarda çalmakla beraber, içinde meselâ Sinsin oyunundaki kadar bile raks unsuruna fırsat yoktu.

Matrakların baş kısmı yumuşakça bir maddeyle sarılı bulunduğu gibi karşısındakine hızlı da vurulsa mücadele hep şaka ve taklit mahiyetinde kalıyordu. Hatt' bundan dolayı argomuzda hâlâ bile "dalga geçmek" gibilerinden bir "matrak geçmek" t'biri yaşamaktadır. Fakat, bu sözden "matrakçının bir yerden geçmesi" gibi ikinci bir anlam da sezinlenebiliyor ki, işte medlûl (gösterilen şey) aşağıdaki rakslı tertipten kin'ye (dolaylı olarak) kalmış da olabilir.

MUHTEŞEM YÜZYIL'A TEPKİLER DEVAM EDİYOR


Şişli’deki RTÜK binası önünde toplanan grup üyeleri, 12 bin 500 şikayet dilekçesinin yer aldığı dosyaları yanlarında getirdi.

İl Gençlik Kolları Başkanı İsmail Acar, grup adına yaptığı konuşmada, dizinin kamu düzenini ciddi şekilde bozması ihtimali olduğunu savunarak, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun’un 4. maddesinin ‘e’ ve ‘t’ fırkalarıyla Medya Etik Konseyi Yüksek Kurulunun ”Okur ve İzleyici Hakları” bildirisinin 3. ve 14. maddelerinde geçen haklara dayanarak, RTÜK’e başvurduklarını söyledi.

Acar, bugün üçüncü bölümü yayınlanacak dizinin, başta harem bölümü ve saray yaşamı olmak üzere pek çok konuyu, hem doğru yansıtmadığını hem de maksatlı olarak çarpıttığını öne sürdü.

Haremin belirli kriterler ve kurallar çerçevesinde bir eğitim ve görgü müessesi olarak hizmet verdiğini ifade eden Acar, ”Nitelikli ve vasıflı hanımlar yetiştirerek, bunların bir kısmını devlet adamları ve padişaha eş olarak gelin eden, bir kısmını da saray hizmetlerinde istihdam eden harem kurumu, bu dizide tam aksine bir eğlence merkezi olarak tanıtılıyor” dedi.

Kanuni Sultan Süleyman’ın 46 yıllık saltanatını at üstünde ve savaş meydanlarında geçirdiğini belirten Acar, şöyle konuştu:

”Bu dizinin, Kanuni Sultan Süleyman’ın cihangirane hayatını, hareme ve eğlenceye mahkum ettiği, Kanuni’nin İslami ve örfi kaideler ışığında sürdürdüğü yaşamını, zevk ve eğlenceye dayalı bir hayat gibi sunduğu, onu şehvet düşkünü olarak tavsif (tarif) ettiği, saray yaşamına dair Başbakanlık Osmanlı Arşivleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türk Tarih Kurumu gibi ehil ve resmi kaynaklarda pek çok doğru ve sağlıklı bilgi ve belge olduğu halde, oryantalist bakışla, fantastik ve hayal mahsulü kurgusallıkla tarihimizi ve tarihi şahsiyetlerimizi yanlış tanıttığı, halkımız ve çocuklarımız nezdinde küçük düşürdüğü ve itibarsızlaştırdığı, gençliğimizin tarih şuurunu ve milli duygu ve hassasiyetlerini zedelediği, gerek yapım gerekse yayın kurumunun, söz konusu diziyle maddi kaygı ve yüksek reyting beklentilerini, milletimizin milli menfaatlerinin üstünde tuttuğu, atalarımızın şeref ve haysiyetinin küçük düşürüldüğü, milli ve manevi değerlerimize aykırı yayın yapıldığı için yayından kaldırılmasını ve yayıncı kuruluşa ilgili ceza-i müeyyidenin uygulanması konusunda gereğinin yapılmasını kamuoyu adına bekliyoruz.”