Atraksyon Adam Talih Kuşu Operasyonu

O; abisinden türlü katakullilerle kumandayı kapabilecek kadar atik, banyodan çıktıktan sonra yere ıslak ayakla basıp annesinin azarından kurtulabilecek denli zeki, eve gelen sürüyle misafir çocuğunu alt edecek kadar yılmaz ve dayısını bile parmak güreşinde yenebilecek denli güçlü bir kahraman...O, Atraksiyon Adam!!!→

Laptopun başında, internette türlü maceralara atıldıktan sonra artık yeni maceralarayelken açmam gerektiğini yönünde sinyaller yolluyordu vücudum.Tuvalete gitmem gerekiyordu.Büyük korku baş göstermiş,donuma selam veriyordu.Fakat her gün aynı tuvalete pislemekten gına gelmişti ve yeni arayışlar içine girmem lazım geliyordu.Alt kattaki kuzenimin evine gidip, işte olmasından dolayı evin boş olmasından da faydalanarak, tuvaletine girecek ve hacetimi giderecektim. -(gereksiz ayrıntı)- Aslında bu kararı almamdaki temel sebeplerden birisi, bizim tuvaletimize annemin, çamaşır makinasının su akan borusunu koymuş olmasının akabinde benim de o boruyu ordan kaldırmaktan tiksinmem ve bu konuda üşenmem olmuştu. -(gereksiz ayrıntı)-

Büyük macera başlamıştı.Artık sandalyeden kalkmış ve kapıya yönelmiştim.Kafamda türlü alicengiz oyunları,türlü stratejiler dönüyordu.Acaba birisi beni merdivende ya da koridorda görse ne diyecektim? A planımı, B planımı ve alfabedeki türlü planlarımı da heybeme katıp işe koyuldum.Operasyon başlıyordu...

-Talih Kuşu Operasyonu :

Kapıya yaklaşıp elimi kapı koluna usulca değdirdim.Yavaşça bastırarak kapıdaki ''çıt'' sesini minimum seviyeye indirdim.Kapıdaki gıcırtıyı da hesap ederek ağır ağır, sanki hiç açılmıyormuşçasına kapıyı kendi geçebileceğim kadar açtım.Ardından hain rüzgarın pususuna düştüm ve kapı ceyran yapıp hızla kapandı.Bir süre nefesimi tuttum, etrafıma bakındım.Ne bir ses ne bir seda... Orada anladım ki kimsenin beni tınladığı yok. Bir an bu duruma sinirlerim dayanamayıp hoplasa da, sakinleşip düşündüm ve bu durumun lehime olacağına karar verdim. Bu kez gayet gevşek davranışlarla (fakat her an biri gelebilir korkusuyla) merdivenlerden aşağıya doğru yöneldim. -(gereksiz ayrıntı)- Gevşek dediysem öyle bacağımı ayıra ayıra, hoplaya zıplaya değil tabi ki.Çünkü donumu bekleyen bir tehlike var. -(gereksiz ayrıntı)-

Bakışlarım her yanı süzüyor, harikulade gözlerim duvarlardaki küçük noktaları bile tarıyordu. Fakat kuzenimin evinin önüne geldiğimde, kuzenimim karşı komşusu olan teyzemin evinin önünde duran annemin terliğini ancak farkedebilmiştim. ''Duvara yapışmış (küçükken kendim tarafından yapıştırılmış) olan sümüğe gözüm takılmış olacak, ondan'' deyip, müthiş gözlerime toz kondurmadan kuzenimin evine dalış yaptım.Gözlerim tuvaleti aradı.Bulur bulmaz hemen yöneldim,kapı açıktı ve çamaşır makinesi kapının arkasındaki prize bağlıydı.Arada kocaman bir kablo duruyordu ve benim ona değmemin sebep olacağı ''fiş çıkması'' olayını yaşamadan oradan geçmem gerekiyordu.Küçük hamlelerle kablonun altınden girdim üstünden çıktım derken klozete ulaştım.

Gözlerim dolmuştu sevinçten, tam işi halletmek üzere bir hamle yapacakken tuvalet kağıdının olmadığını farkettim. Koskoca tuvalette nasıl tuvalet kağıdı olmazdı. Bir hışımla ve aynı atiklikle kabloyu geçip kapıya yöneldim.Kapıyı açıp, burnumdan solur halde yere baktım.Terliğim yerdeydi, fakat bir anlık sinirle ona trip yapıyordum.Merdivenlerin yeni yıkanmış olduğunu da görerek terlikleri ardımda bırakıp yalın ayak merdivenleri aştım.Sümük yine gözüme çarpmıştı ve yine gözüm takılmıştı. ''Hey gidi günler'' gibi çeşitli tepkilerle zamanın bize oynadığı bu garip oyuna da değindikten sonra eve varmıştım.Sakın yıldığımı sanmayın!

Eve gayet ulvî bir sebepten ötürü varmıştım.Kendi tuvaletimize girip tuvalet kağıdını alacaktım.Hedefim aşağıdaki tuvaletti ve benim burdakine yapmaya hiç niyetim yoktu.Artık büyük korku selam vermişmiş,donumla tokalaşmışmış bunların hiç önemi yoktu.

Evden içeriye kafamı uzatıp bakındıktan ve kimselerin olmadığını farkettikten sonra tuvaletimize yöneldim.İçerideki çamaşır makinesinin çıkardığı garip insansı ses, zaten ramak kalmış olan sıçış eylemini olmazsa olmaz hale getirmişti.Fakat müthiş reflekslerimin ve biraz da tevafukun yardımıyla bu işi de ucuz atlatmıştım.Tuvalet kağıdını bulup,bir-iki silmelik kadar aldım ve hızlıca yerine bırakıp oradan uzaklaştım.Tekrar aşağıya inmek için kapıya yöneldim.Yavaşça açtım ve karşı komşu olan halamın kapısının açık olduğunu farkettim.Pusuya düşyüğü kanısına varan ceylan gibi donakalmıştım.Biraz bekledikten sonra kimseciklerin olmadığını farkettim ve ani birhareketle merdivenlerden ikişer üçer basamak atlayarak aşağı vardım.O korku bana sümüğü bile farkettirmemişti.Hatta o kadar panik olmuştum ki, kuzenimin evdeolmadığını ve anahtarın da kapının üzerinde olduğunu unutup zile basacaktım.Fakat yine reflekslerim imdadıma yetişmişti.

Kapıyı hızlıca açtıktan sonra yavaşça kapadım ve tuvalete yöneldim.Karşımda yine kablo vardı.''Yine karşılaştık ha eski dostum'' deyip bakışlarımı ve duruşumu düşürdüm.''Edriyıııınn'' diye bağıran Rocky gibiydim.Aniden şizofrence silkinip kabloyu geçtim ve zafer bayrağını (tuvalet kağıdını) klozetin yanıbaşına kondurdum. Ne olur ne olmaz deyip sifona asıldığımda acı gerçekle karşılaştım.Sifonda su yoktu.Sırtımdan aşağıya soğuk sular akıyordu.''Hay senin'' deyip tuvalet kağıdımı yanıma aldıktan sonra çamaşır makinasının kablosunu tekmeledim.Fiş çıkmadı ama az kalsın tepetaklak oluyordum.''Bir de senin için'' deyip küçük bir küfür de onun için ettim.Kapıyı çarpıp çıktım.Geri dönüşüm olmayacak diye terliklerimi de giydim bu sefer.Merdivenleri tırmanırken sümüğü görüp tam isabet gelecek şekilde tükürdüm.İsyanlardaydım.Evin önüne geldiğimde sinirimin de katkısıyla bir artistlikle terliklerimi çıkardım.Terliklerim havada seyrederken ben evin içine girmiştim bile.Artık pes etmiş, yılmış bir insandım.Kendi tuvaletimize girdim ve bezmiş bir şekilde klozete oturdum.Dilimde ise bir dizi veda öbeği : ''Hasta la vista''...

Seslisohbet / Seslichat / Sesli / Chat / Medikal / Ortopedi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder