Susun! Susun! Sessizlik…
Silâh sesleri geliyor
Bir fâhişe dövülüyor
Yaşlı bir kadın duâda;
Bir çöl, bir deve ve kum;
Birileri cennete gidiyor
Lağımlara gömülen döller,
Kaderin azîzliği mi?
Tanrı, insanı eskiden beri tanır
İnsan biraz kedi, biraz da köpektir artık
2004
Düşüncesini inancına adadı
Pazusunda memleketler yükseldi
Uçlardaydı, haritası yoktu
İhânete yanaşmadı ama tanıştı
Dünya yetmedi, Mezopotamya’ya
Bir de Zégorat’an baktı
İşte uzay o zaman îcât edildi
Güzel bir bakışa tutuldu; âşk var oldu
Sınırlarda dolandı, Fırat’la Dicle’ye bağlandı
Verimli toprağa derdini döktü
Gelmedi nairiyarı, mâvi gözlü sarı yâr
2004
Bir düş’tü, ilhâm bezgin, şiir tuştu
Dermiyân şâir, çukura düşmüştü
Ne düş’tü! Sanki kaynar suyla duş’tu
Uyandığımda ıslaktı yastığım
O korkunç düşten unutamadığım
Kırık camlara kalbimle bastığım
1999
Bâdeperest etti beni bu derd-i biamân
Bir dert ki Câlût’tan kavî , Amazon’dan yamân
Hekim, “dermân bulunmaz, bu dert derd-i ciğersûz
Dîde giryân andelibim, fehmet bunu ve sûz
Ey Eyyûb’un cerihâsında kurda rızk veren
Bana da bir çâra, çün sensin yoktan var eden
Ey İbrâhîm’i ataşta ıslatan ulu Rab
İltihâb olmuş kor kalbime serp barîd bir âb
Ey Mesîh’in rûhunu semâvâtta hıfz eden
Rahm et, sensin Âdem’i halk, iblîsi tard eden
Ey Muhammed’e kameri şâk ettiren Allah
İltifât et, ki senden ğayr kimim var ey İlâh?
2 Ağustos 2008
Görmeler gözümde ıslak yaş oldu
Çözüldüm, gurur bende naaş oldu
Secde secde boyun eğen bir baş oldu
Kendime, dur! Dedim, benlik taş oldu
Kalbim kaynadı, duygularım yandı
Sezgi süzüldü, rûhumu şâd etti
Bir zamânlar ki yol ters, çizgi yan’dı
Döndüm, daldım; öz, tözünü yâd etti
12 Mayıs 2007
Vakît gece çeyreği,
dışarıda yağmur ağlıyor…
***
Bir sulu boya resmisin sen…
(üstüne bir ağlarsam!) Seslisohbet / Seslichat / Sesli / Chat / Medikal / Ortopedi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder